Muhteşem bir pazar gününden herkese merhaba. Uzun bir süredir mental ve fiziksel olarak kendimi çok yorgun hissettiğim için buraya yine fazla vakit ayıramadığımı farkedip, hemen her şeyi bir kenara bırakıp bilgisayarımın başına geçtim. Geçtiğimiz hafta sonu anlık bir kararla ufak bir İstanbul kaçamağı yapıldı. İki güne çok fazla plan sığdırdık ve güzel yerlere gittik anlık kararlar benim hayatımda çoğu zaman güzel sonuçlar doğurur.
Bursa’nın fazlasıyla küçük olması ve gidilebilecek mekan seçeceğinin çok az olmasından dolayı zaman zaman buradan bunalıp en yakın arkadaşımla birlikte İstanbul’a ya da farklı yerlere kaçmayı çok seviyoruz. Tabii ki iş yoğunluğumuzdan fırsat buldukça.

Cuma akşamı Bursa’dan İDO ile İstanbul yolculuğumuz başladı. İstanbul ‘a vardığımızda tam trafik saatiydi ve yaklaşık yarım saat taksi bekledik buna rağmen gelmedi, o anda teknoloji bağımlısı olan ben hemen aklıma Getir’in Bitaksi ile birleştiği aklıma geldi ve şansımı denemek istedim, 5 dakika içerisinde taksimiz geldi. Bu tarz uygulamaların gerçekten Bursa’da daha fazla aktif olmasını çok istiyorum. Gideceğiniz lokasyonu haritadan işaretleyebiliyorsunuz ve sizi farklı yollardan götürüp fazla para alamıyorlar, kredi kartı ile direkt Getir uygulaması üzerinden ödeme yapabiliyorsunuz. Üstelik ilk kullanımda yalnızca 1 TL ödüyorsunuz.

İlk akşam eve çok geç vardık ama yine de kısa bir zaman dilimimiz olduğu için o günü de değerlendirmek istedik ve hiçbir yere rezervasyon yaptırmadığımız için Nişantaşı’na gidip rastgele bir yere girecektik. İlk önce şansımızı İnno’da denedik ve mekan cuma gecesi olmasına rağmen bomboştu. Yan mekan fazlasıyla hareketli gözüktüğü için oradan çıkıp Gian’a geçtik. İki katlı çok hoş bir mekandı ve kokteyllerine bayıldık. Fiyatları ise İstanbul için gayet uygundu.

Cumartesi günü uykumuzu alıp uyandıktan sonra kalabalık bir ekip olarak Eminönü Çarşısı’na gittik ve biraz orada zaman geçirdik. Daha sonra yemek yemek ve arkadaşlarımızla görüşmek için Zorlu Center’a geçtik. Sanırım İstanbul içerisinde en sevdiğim AVM burası. Burada daha önceden de yemek yediğim ve çok beğendiğim bir mekan olan Zanzibar’da oturduk ve yemek, kahve, sohbet muhabbet ettikten sonra uzun süre aynı mekanda olduğumuz için sıkılıp Godiva’ya geçtik. Bu gittiğimiz iki mekanda da fiyatlar tabii ki biraz uçuktu.

Cumartesi gecesi için planımızı Arnavutköy Otuzyedi adlı mekan için yapmıştık. Uzun zamandır Instagram’dan görüp merak ettiğimiz bir yerdi. Mekan lokasyon olarak çok güzel bir yerde ve mimarisini çok beğendim. Yine iki katlı bir mekandı. İlk girdiğimizde üst kata alındık orada yine çok güzel kokteyller içtik fiyatlar Nişantaşı’na göre daha fazlaydı tabii ki. Ama ortam çok güzel olduğu için çok fazla önemsemedik. Dj performans bittikten sonra isteyenleri alt kattaki canlı müzik kısmına indiriyorlar ve gece orada devam ediyor.

Ve İstanbul dönüş günü…
Akşam İDO’suna kadar yine planlar sığdırmayı başardık tabii. Hemen uyanıp hazırlanıp İstinye Park’ta soluğu aldık. Biraz alışveriş yaptıktan sonra önce tek boş bulabildiğimiz mekan Masa’da kahve içip harika tatlılar yedik. İstanbul’dan dönmeden mutlaka yapmamız gereken bir şey vardı Shake Shack yemek. Gitmeden bunu da gerçekleştirip akşam İDO’suna yetişip Bursa’ya geri döndük.


TarzFikirler Editörü